. Her güzel şey gibi yaşadığımız ilişkilerin de bir son kullanma tarihi var. Dost kalarak çok güzel anılarla birbirine veda edebilen çiftler olsa da ilişkilerin birçoğunda, ayrılık sonrasında taraflar birbirini bir daha görmemeyi tercih ediyor. Özellikle içinde bulunduğumuz toplumda ve kültürde ayrılık sonrasında arkadaş kalıp birbirinin özel hayatına saygı duyarak ilişkiyi başka bir boyutta yürütmeye çalışmak çok sık rastlanan bir durum değil. Ancak özellikle uzun süreli birlikteliklerden sonra yaşanan ayrılıklarda tekrar karşılaşmamak neredeyse imkansız gibi. Çiftler ayrılsa da sosyal çevreleri iç içe geçtiği için dışarı çıkıldığında gidilen mekanlarda ya da arkadaş buluşmalarında eski sevgiliyle karşılaşılması da çok olası. İlişkisi kötü şekilde sonlananların en büyük kabusu ise eski sevgiliyle tekrar karşılaşmak… Böyle anlarda sakin kalabilmek ve soğukkanlılığımızı koruyabilmek hiç de kolay değil. Geçmişte uzun bir süre en yakınınız olan, en çok zaman geçirdiğiniz ama sonrasında yaşanan kötü bir deneyim nedeniyle yollarınızı ayırma kararı aldığınız biriyle karşılaşmak gergin dakikalar yaşamanıza neden olabilir. “Selam vermeli miyim?”, “Ne kadar yakın davranmalıyım?”, “Görmezden mi gelsem?”, “Nasıl gideceğim?” gibi sorular kafanızda dönüp dururken istemediğiniz şeyler yaşayabilirsiniz. Böyle anlarda sakin kalabilmek ve soğukkanlılığımızı koruyabilmek hiç de kolay değil. Bir de bunun üzerine aksiyon almanız ve yüzlerce seçenek içinden o an için en uygun ve mantıklı olanını seçerek karar vermeniz gerektiğinde stres seviyeniz ister istemez yükselebilir. Eski sevgilinizle istenmeyen, tatsız bir karşılaşma yaşadığınızda paniklemeden sakin ve soğukkanlı kalmanıza yardımcı olabilecek yöntemleri sizler için derledik. 1. –mış gibi yapın Eski sevgilinizle aynı ortamda olduğunuzu fark ettiğiniz anda, bazı şeylerin kontrolden çıktığını hissedebilirsiniz. O an orada olabilecek her şeyi kontrol edebilmeniz imkansız. Ancak anlık bir stratejik durum planlamasıyla öz güveninizi yüksek gösterebilir ve yaşadığınız gerginliği en azından çevrenize yansıtmadan üstesinden gelebilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, o anda yaşananların nasıl olmasını istiyorsanız, her şey o doğrultuda ilerliyormuş gibi düşünmek. Çevrenizdeki insanların ne söyleyeceklerini, nasıl davranacaklarını kontrol edemeseniz de kendinizin ne tepki vereceğini önceden planlayarak yaşanabilecek durumları kolaylıkla kontrol edebilirsiniz. 2. Stres seviyeniz arttığında derin nefesler alıp verin Özellikle yeni ayrıldıysanız, ilk kez karşılaşıyorsanız ya da eski sevgilinizin yanında yeni biri olduğunu görürseniz, stres seviyeniz beklemediğiniz şekilde artabilir ve kontrol edemeyeceğiniz seviyelere ulaşarak sinir krizi geçirmenize sebebiyet verebilir. Böyle durumlarda içinizden 10’dan geriye doğru sayarak derin nefesler alıp vermek sizi rahatlatacak en basit ve etkili yöntemdir. 3. İletişiminizde yüzeysel ve pozitif olun Yeni ayrıldıysanız, ilk kez karşılaşıyorsanız ya da eski sevgilinizin yanında yeni biri olduğunu görürseniz, stres seviyeniz beklemediğiniz şekilde artabilir. Eski sevgilinizle karşılaştınız ve “merhaba” deme kararı aldınız ya da siz ne yapmanız gerektiğine karar verene kadar o yanınıza gelip sizinle iletişim kurmaya çalıştı. Böyle bir durumda, içinde bulunduğunuz karmaşık duygular ve stres seviyenizin yüksek olması nedeniyle kolaylıkla sinirlenebilir ve içinizde kalan her şeyi o an konuşmak isteyebilirsiniz. Ancak geriye dönmek ve eski konuları açmak size daha fazla gerginlikten başka hiçbir şey getirmeyecektir. Zaten karmakarışık olan duygularınızı daha da yoğun hale getirmek istemiyorsanız sizi duygusal olarak etkileyebileceğini düşündüğünüz konulardan uzak durmalı ve konuşmalarınızı mümkün olabildiğince yüzeysel tutmalısınız. Pozitif şeylerden bahsedebilir, iletişiminizi normal arkadaşlarınızla konuştuğunuz günlük konularla sınırlı tutabilirsiniz. 4. Size destek olabilecek arkadaşlarınızı yanınızda bulundurun Eğer eski sevgilinizle önceden planlanmış bir davette ya da arkadaş buluşmanızda bir araya gelmek durumundaysanız size olası bir kriz durumunda yardımcı olabileceğini düşündüğünüz bir ya da birkaç arkadaşınızı da beraberinizde götürebilirsiniz. Bu kişi mümkünse sizi en iyi tanıyan, sizi sakinleştirebilen, öz güveninizi artırabilen ve sizi motive edebilen biri olsun. 5. Alkol tüketiminize dikkat edin Stresinizi ve gerginliğinizi bastırmak ya da cesaretinizi toplayabilmek için alkollü içeceklere sığınma eğiliminde olabilirsiniz. Stres altında olduğunuz durumlarda bir kadeh şarap sinirlerinizi yatıştırmada size yardımcı olacaktır. Ancak üst üste ağır alkollü içecekler tüketmek stresinizi yatıştırmaktan çok, daha da gerginleşmenize ve pişman olacağınız şeyler yapmanıza sebebiyet verebilir. Bu nedenle ne kadar stres altında olursanız olun gerginliğinizi alkolle bastırmaya çalışmayın. 6. Kaçış stratejinizi belirleyin Son olarak, eski sevgilinizin bulunduğu ortamda daha fazla durmak istemediğinizde ve gitmeye karar verdiğinizde bunu nasıl yapacağınıza dair bir planlamanız olsun. Tıpkı ilk adımda soğukkanlı ve sakin görünmek için “–miş gibi yapma” tekniğini uyguladığınız gibi, ortamdan ayrılmak istediğinizde de karşı tarafa istemediğiniz mesajları vermemek için gayet sakin ve normal bir şekilde bulunduğunuz ortamdan ayrılmanız gerekiyor. Konuşmayı nasıl sonlandıracağınızı, “hoşçakal” derken sınırlarınızın ne olacağını, sonrasında sizinle iletişime geçmeye çalışırsa ne tepki vereceğinizi önceden planlamak ne istediğini bilen, kendine güveni tam, kararlı ve tutarlı bir imaj çizecektir. Eski sevgilinizle karşılaşmak birbirinden farklı birçok duygunun bir anda sizi kuşatmasına ve gerginlik yaşamanıza sebebiyet verse de hayatınızda yaşadığınız en kötü deneyim olamayacak kadar basit ve baş etmesi kolay bir durum. Sadece oyunu kuralına göre oynamanız, soğukkanlılığınızı korumanız, öz güveninizi yüksek tutmanız ve giderken çizginizi bozmamanız yeterli! İlginizi çekebilir İlk buluşmada gergin anlar yaşamanıza sebep olan 21 tuhaf düşünce Tüm dostlara merhaba. Bugün bir iki kelam eğlenceli, tebessümü yüzümüzden eksiltmeyeceğimiz şeyler konuşalım istedim. Konuya şöyle girecek olursak; Biz, öğrenci milleti nerede ucuzluk var genelde oralardayız. Özellikle evde kalan öğrenci arkadaşlar için olmazsa olmaz markalar ve marketler vardır. Başta öğrenci kesimi olmak üzre bir çoğu için can yeleği öneminde, keşkül tadında markaların arasındadır “BİM“. 1995 yılında Birleşik Magazalar nin kısaltımı olarak ortaya çıkarılmış “BİM” markasını sanıyorum hepimiz bir yerlerde görmüş ya da alışveriş yapmışızdır. Alışveriş yapanlar, market içerisine girenler iyi bilirler; iki kapılı giriş-çıkışları, mavi kurumsal renk, sandıkların kolilerin üstüne yığılmış ürünler, ılık içecekler, Patitolar, LePortalar.. Şimdi asıl konumuza gelelim. Lise yıllarımda bir yazı okumuş ve adeta yazının hikayesini yaşamış gibiydim. Okudukça gözümde bir şeyler canlanıyor, canlandıkça gülümsüyordum. Bahsettiğim yazı 2006 yılında lakaplı ekşisözlük yazarının “bim’de eski sevgiliyle karşılaşmak” başlıklı, eğlenceli kısa hikayesini anlatıyor. Lafı fazla uzatmadan sizi bu eğlenceli kısa hikaye ile baş başa bırakıyorum. Buyrun; BİM’de eski sevgili ile karşılaşmak … son patitoyu da attım ağzıma ve bim’e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım. bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı, çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum. “abi bu klima üflemiyor galiba” dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. ben de doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman Allah’ım bu ne güzellik. bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım. tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma “aşkım” diye yankılanan bir ses şimdi “süt de alalım. dost süt olsun” diyordu. bir zamanlar kulağıma “seni seviyorum” diye yankılanan bir ses şimdi “yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz” diyordu. yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü. evet, eski sevgilimdi bu. bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim’e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume, dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi birsürü ürün vardı. evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu. ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası bim’de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde saklanamadım. peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. le portam mahzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu. gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bim’de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim. böyle düşündüm ama sonra hassiktir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. “nasılsın görüşmeyeli?” dedim. “iyiyim” dedi. “ne güzel” dedim. “hıhı” dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama “nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez” düşüncesi hasıl olduğundan zerre si*inde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu. “niye böyle olduk biz?” der gibi baktım. “ne diyorsun?” der gibi baktı bana. “niye böyle olduk diyorum?” der gibi tekrar baktım. “ne diyorsun anlamıyorum” der gibi tekrar baktı bana. “neyse si*tir et” der gibi baktım. siktir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden. gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, “paran var mı” der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be. eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan. “abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük” o günden beri evdeyim. bim’e de kapıcıyı yolluyorum. BENZER YAZILAR insanda gözüne fener tutulan tavşan etkisi yaratan olay. hele bir de uzun süreli ve birlikte büyüdüğünüz zamanlara denk gelen bir birliktelik yaşandıysa, zamanında sizi en iyi bilen oydu ve muhtemelen hala oysa, arada metreler varken bile yaşanan ani bir göz göze gelme anı insana çırılçıplak hissettirir kendini. savunmasız... bakışlarından anlarsınız çünkü siz artık ona o ayrıcalığı tanımak istemiyor olsanız da ta en içlerinizi görebiliyordur hala. o sırada denk geldiği ufacık bir hareketinizin, yüz ifadenizin onda hala bir tercümesi vardır. okunmanın verdiği telaşla çeviriverirsiniz kafanızı. aşk, o derin sevgi şimdiki zamanda yoktur ama geçmiş zamana ait köşelerinizde asılı kalmıştır havada bir yere. belki gittikçe hafifleyecek ama asla sönmeyecek bir balon gibi. ve sonra bir zamanlar nefeslerinizin karışabildiği mesafeden içinize işleyen gözleriyle, hayatta size hala en tanıdık, en yakın gibi gelen, elinizi uzatsanız hala oradaymış hissini verebilen yüzün sahibi bir yabancı olarak karışıverir kalabalığa. kısa bir süre önce şahsen başa gelen başta bir mal etse de denize girmek misali önce soğuk geliyor sonra girdikçe alışıyorsun..sonra bir bakmışsın hala insan gibi konuşabiliyorsun. bkz kırk yılda bir olan durumlar hamama girdiğinizde buharın birden yüzünüze çarpması gibi olur önce, yaşadığınız acılar çarpar yüzünüze, ter dökersiniz. selam verirsiniz, "bu adam mıydı uğruna onca acıyı çektiğim?" içinizden bir şey demek gelmez, içinizden gözlerine bakmak gelmez, "naber nasılsın, hee iyi ben de iyiyim, görüşürüz o zaman" bu. daha öteye gitmez ki gitmesine de gerek yoktur esasen. her şey olması gerektiği gibi olur. ama etkisi kısa sürer bu karşılaşmanın. böyle sırtınızdan soğuk ter boşalması gibi, bir an gözleriniz kararır, elleriniz karıncalanır.. sonra normal hayat... "o kadar da değilmiş be" gerçekten hala umrunuzda olan biriyse karşılaşma şokla karışık aptal bir bakışma sonrası mimiklerin yerini bulamamasıyla sonuçlanırken umrunuzda olmayan arkadaşın gözlerine bakmaya tenezzül bile etmezsiniz, aynı ortamda soluduğunuz havadan rahatsız olursunuz öyle bed. tabii küçük bir kalp çarpıntısı o da geçirtir geçirtmez değil eli mahkum bir yaşanmışlık var. boş bakışlarım içinden geçip gittiğinde yüzündeki kaybetmişliğin tadı doruklara çıkmıştı.. hiçbir şey hiçbir şey olmaktan daha fazla koymaz adama... tanım gereksiz olandır, kaçınılmazsa gereken yapılmalıdır bkz eylemsizlik arkaya fon müzik de konulursa tadından yenmez yaşanmışlıklara göre değişmekle birlikte bana hep güzel gelmiş olan durumdur bir kez eski sevgilimi yeni sevgilisiyle görmüştüm ben yalnızdım kıskanmıştım filan ama o bile güzeldi be sözlük on ay sonra bir tatil beldesinde karşılaşıp beraber tatil yapanları var bir de bunların. o tatil en leziz tatil olabiliyor pek tabii. tuhaftır.. eski bir arkadaş gibi davranmaya çalışırsın ama eski arkadaşı değilsinizdir, eski sevgili gibi davransan adı üstünde "eski sevgili".. kısaca iki arada bir derede kalma durumudur ben bu hatunu neden bıraktım hissi. boğazı düğümlenir. kalbi hızlı hızlı çarpar. gözleri dolar. nefes alamaz. düşününce bile bunları yaşıyorsam karşılaştığımda ölürüm herhalde. uzak durun şeytanlar. garip bir duygu, organizenin en uzun kırmızı ışığında yanyana gelirsiniz ve gayri ihtiyari kafanızı çevirdiğinizde sol tarafta onu görürsünüz. şu garip diyalog geçer; erkek- sana yol verdim. kadın- hatırlatırım, sana ilk yolu veren bendim. e- hiç değişmemişsin. k- gülerek, bu kırmızı da 90 saniye değil mi? e- kısa bile. k- sevindim seni gördüğüme, her şey gönlünce olsun. yeşil ışık beklenmez, aradan kaçılır. kalabalık arkadaş grubunuz ile yada sevgiliniz ile yolda, bir şeye kahkahalarla gülerken başınıza gelirse gayet normal karşılayabileceğiniz, aynı gün içinde unutacağınız durumdur. diğer yandan, yalnızken yorgun argın yürürken onu görürseniz ve o sizden daha mutlu ve dinamik duruyorsa haftalarca altından kalkamayacağınız durumdur. sözlü diyaloglar ayrılışınızın şiddet desibeline göre değişecektir. çok da umrumda olmaz. bir yıl öncesinde umurumda olmazdı,şimdi merhaba diyebilirim herhalde. yıllar o kadar değiştiro ki,yıllar soona aynı yerde kalmış sevgili ile gerçek eski sevgili yarış oyunlarındakighost car olayı arabaymış gibi görünür,ama çoook doğru olduğu aşikardır. daha sinir bozucusuda vardır bkz eski sevgiliyi hergun gormek still crazy after all these yearswords & music by paul simon i met my old loveron the street last nightshe seemed so glad to see mei just smiledand we talked about some old timesand we drank ourselves some beersstill crazy afler all these yearsoh, still crazy after all these years..... ilhan şeşenin bir şarkısı bence bu durumu çok iyi anlatırduygularıma esir oluyorum seni görünceinsan bin kere mi yanıyor bir kere sevinceruh bedenden ayrılıyor çekimine girdimbir kere daha yandım ama canım gördüğüme sevindim. aylar sonra gordugumde bile yeterince hissiyat uyandirdigindan olsa gerek, yillar sonra gerceklestiginde insanin elinin ayagina dolasmamasinin imkansiz oldugu, huzunlendiren ama istenen durum "ben bir eşşeğim, seni özledim ve hala seviyorum, lütfen evlen benimle" sözlerini sarfeden eski sevgiliyi görmek koltuklarınızın kabarmasına yol açar. size "yeni mi geldi aklın başına" diyerek coşabilmek imkanı tanır. hoş ve boştur. bkz iş işten geçti artık cicim göz ucuyla görülen sevgiliyle yapılması muhtemel "a uzun zaman oldu görüşmeyeli, hiç aramıyosun ne hayırsızsın" geyiğinden kaçmak için telefonla oynanarak, yandan yandan yürüyerek, hafiften adımlar sıklaştırılarak kaçmak en hayırlısıdır. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

uzun bir aradan sonra eski sevgiliyle karşılaşmak