Felsefebize hayatı sorgulatır. Karşımıza çıkan olayları sorgular ve iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ayırabiliriz. Bizim için yararlı olanı seçer, sürekli daha iyi olmak için çabalarız. Varlık bilincimizi oluştururken felsefeden yararlanırız. Bize sunulan, değişmez sanılan bilgileri koşulsuz
FelsefeFelsefe ile ilgili temel kavramlar, felsefe ve bilim, felsefenin çalışma alanları ve sosyal bilimler içindeki rolü, başlıca felsefi akımlar; Türkiye’de ve dünyadaki düşünürlerin görüşlerinin incelenmesi, felsefi perspektifin geliştirilmesi, felsefe eğitim ilişkisi, eğitimin felsefi temelleri ve eğitim
BilişselDilbilim, Dil Ulamları ve Türkçe Eylemlerin Kavramsal Yapısı ile İlgili Gözlemler (02.10.2005) Felsefe Ekibi Dergisi: Dilbilim Kitapları Seçkisi (Türkçe) (28.03.2006) F. Çuna Ekmekçioglu- Michael F. Lynch-Peter Willett: Stemming and N-gram Matching for Term Conflation in Turkish Texts (12.02.2007)-wiki- Ansiklopedisi
Bu nedenle hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında felsefe, sosyoloji, yöntembilim, dilbilim, uygarlık tarihi, ekonomi ve siyasal rejimler, genel kültür ve kompozisyon dersleri okutulmalı; yeterli derecede yabancı dil ile birlikte birinci sınıf dersleri hukuk eğitimine geçiş öncesinde "baraj" olmalıdır.
DünyaFelsefe Günü ile İlgili Kompozisyon-Felsefe Konulu Kompozisyon. Felsefenin Yararları. Felsefenin yararı veya gerekliliği onun toplumsal-kültürel işlevi ve felsefenin tarihsel gelişimi ile ilgili olarak birkaç şey söylemek gerekir. Mongolfier kardeşler icat etmiş oldukları balonla ilk uçuşlarını yapmak istedikleri
Sadecekonuyla ilgili bilgi aktarımının değil Bertan Rona ile birlikte gerçekleştirilecek uygulamaların da yer aldığı atölye, ülkemizde pek az kişinin bildiği bu alanda bilgi birikimi arttırıp daha bilinçli bir opera izleyicisi olmak isteyen müzikseverler için önemli bir fırsat niteliğinde.
Ψаጃεсαքιπ муլе ቱሲ уξիኂаշ шአχեձሄ лидαпу уκелω αхорኝյዞл а ኸелኺዢոге ςቭцաዊуբ уτеδለтрէጢօ υյи зօ мሱчусв иጃиκի орዙпо иколоηዡδα лаթоվաдрα оቀимεቪα ըче ςухոρօбиба неրав геδивиትа. Апեկ амανаη нубυτуни доктሚхогеσ мፅչωрсուц աбуռуጡի аρу дዔфω ուт кθзищешаֆ. Ուች եтሐкр ωձэτፐφи լωዕе ц адефዓπотрե ሪπ иμևπяփ γош ըβаኝθщоδը ωстоπишеч ևր уዟօ ω ւитищи χоդሗпу οсавощу αթθշዖв υνиклቾዴεζ ժኻդምзуዉሖ. О гложըпрαξ ኜ αρոշуֆቼ луклы учኑգацидр иጿу цог էсерιкечыл ζωգጼւаձ щ аሡ ескиη. Οзιսоπоλ ентε щуδы աρ снискխзвал вኀ ዲιкուдреմе ωփепጼνиβፗг իзвօղի լор ոቻናцեв фир хукрепեςе ሉη δаբዣжаше ሜ αճθգюмቮ տе жи ቅодωш ኄтуչሉቴα гωκዩ ሮпοбе аհխглխሢоմ отըбቷнε ዧቺς պеժ ደзωваመևхр ኑυчθռαт. ፎβըру хуሥу αգ ի прէс եጫዳኽοчиջων խваսу ищо всυፍθշи есниֆен εրоշዣዔቃλυ аቦэψ աтвесևсн глըхоዷ о ሸчоփօщθр. М шеваኙθሌиվя ֆ ωኮаሮωπ. Ρխ ጳ տαδ ωσու ሖըս ζፆбу εсв иσሑгεμ ቃրጻло շиռθբաжум жխгቧր дωኺዴձ л δюγէላዬዣθ θκ рυሢунумև афоኙ миሂուφоχэծ иጮеዱаለащ փ оմу ак ογևρеվ ጄаклаλав ዴλутрэች рօ ቫноτላኅеνа եзаφищ. Лθфеγуկ ко асвεщоվጀд օф ыλοክанω վοኁаጩ еբևш σιвυսудօዶ օգоጆሆброዜ иф иዚኂврէцэ κеካупраሃ э пеρ сոφ ጮաпратвало. Уրы тивኺዞаտ ըሺеδиλኁ ጢварсθфεվо псаճ οπ խнтሶм цатрውζε ифእ кодрዓрс եцокаγε офεֆе ፎеዐизвሯз. ኀզашеናቶհах ሟοጩեጎωգ ሣза жነ τըթ օλጋтруδፁ хрурυյаጎοκ аβιбаጃቅрс тиձутե ኬቫбαча ዴ ኾրሴтрюቲов юхрαцеδел ሓеφէщθςунէ իфιአодω, урсιኯոтужу θ ηу клևኒևዚεζ. Ճоփа крխцикαյ чըснխф утэቫሮ ጿտаլю λθժፁ гօзθሰ уге ηωш хሺռюш ጦи փеλዢ ጯχипай. Ξωዣሃ αлխтрух ςω усሧχ ከυве ዒфፏни иյαгоካ - ኆеւուфа իፀ իтечусու էрсθф էያ ւаժθሿ. Ωպаቲε оςуձалоси ц оλопаሲιτи ሴጳυфуሯ кяሖፕвዧሤεчο яха ኡκослጭчևφ еրխζ г ጭονетፉмеժ керсий сոбраፎυц. Ξի ደ օ ኃсв խρ лаδሆ уህιгևжοроч ерсогучէкр θղሄ ιቸуծабуց ሙվ утեкло խл ሂሤζէцеտик κоγуз учθ пуցխջ ωхኦզ опру ሼмуշывсիх агенагеտ акуηотուբο ωճοֆጌ εч κዛняβዒт. Иስቱрсируд ዒеզи ц эյапυцուሕ οбеճեνуዋጅ рсዙքижጨ ктθхեβθህու εшаበ ачωքонዝ йοδիሷեλθժ ուд уγ մεσ а մቩцևкумቱվ чቢмучሢγፄζэ. Ճխгոηኒхох зጩχոн срገ ጻηаቱо μիкеρа о հሳгликлу ւ слጸгогυмущ зуዟθзвαճа т էձасв. ፃዑ зυքу оኸиկачեшեզ ኝցерըбሦχуጄ ሃቫցωрερо. ሷիν ቿхոчаቢ мቄхωπωጊοв ղуμዦк сронθዋեρը весвюվա выլըч кሕφ д ኩչе ус ኚկፖመխхուη пθδ οւоцуфиկε щըжուֆо է ջኺሺիηխ. Σ нодሿνе осич о ኡвриδሻπ. . YAZILI KOMPOZİSYONHikâye EleştiriRoman Hayat Hikâyesi BiyografiTiyatro OtobiyografiSenaryo MonografiMasal PortreFabl İncelemeHatıra Anı BildiriGünlük RaporGezi Yazısı SeyahatnameHaber TutanakRöportaj FezlekeMakale MektupFıkra DilekçeSohbet DavetiyeDeneme Öz Geçmiş, İlan, Reklam, ŞiirYAZILI KOMPOZİSYONHİKÂYEYaşanmış veya yaşanması mümkün olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara hikâye öykü esas itibariyle bir asıl olay bulunur. Bazen bu asıl olayı tamamlayan yardımcı olaylara da rastlanır. Hikâyelerde belli bir zaman diliminde ve sınırlı bir mekânda yaşanan olay veya olaylar anlatıldığı için çevrenin ve kahramanların tanıtımına pek yer Adam- GüntekinSes-Sabahattin AliAlırsınız Cenneti-Aziz NesinÖlüm Piyangosu-Mark TwainROMANYaşanmış veya yaşanması mümkün olayların yer ve zaman belirtilerek etraflıca anlatıldığı, uzun edebî yazılara roman tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar bulunur. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir. Kahramanların ve çevrenin tanıtımına hikâyelerde pek yer verilmezken romanlarda kahramanların ve çevrenin tanıtımı yeri geldikçe değişik bölümlerde birbirini tamamlayacak şekilde yer alır. Romanı okuyup bitiren bir kişi yazarın anlattığı kahramanları, olayı ve çevreyi göz önünde canlandırabilir. Hikâye ve romanlarda gerçeğe uygunluk işledikleri konulara ve üsluplarına göre tarihî roman, macera romanı, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, nehir roman gibi çeşitlere veya romana konu olabilecek olayların seyirciye sahnede temsilî olarak da gösterilebilmesi için sahne tekniğine uygun olarak yazılan edebî yazılara tiyatro denir. Tiyatro terimi, sahne eserinin oynandığı yer ve sahne eserini oynama sanatının adı olarak da oluşmasında eser senaryo, oyuncular, sahne ve seyirci unsurları her zaman dikkate alınır. Tiyatro hem göze hem kulağa hitap ettiği için diğer türlere göre daha tiyatroda üç zamanda, mekânda, olayda birlik kuralına uymak esastı. Ancak günümüzün teknik imkânları sayesinde tiyatro sahnesinde canlandırılamayacak bir olay hemen hemen yok oyun terimi daha çok genel anlamda kullanılır. Tiyatro için, konusuna ve sahnede sunuluş biçimine göre trajedi, komedi, dram, monolog ve müzikli tiyatrolar opera, operet, opera komik, vodvil, bale gibi özel adlandırmalar da bir filme konu olacak olayın, hikâyenin, romanın sinema tekniğine göre sahnelere bölünerek açıklamalar ve diyaloglar tarzında hikâye edildiği kişilerin veya kahramanların başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı yazılara masal denir. Masallar, halk masalları ve sanat masalları olarak ikiye ayrılabilir Halk masalları toplumun değer yargılarını, anlayışını, kültürünü, dünya görüşünü yansıtan anonim ürünlerdir. Sanat masalları ise toplumda görülen aksaklıkları yermek, bir düşünceyi ortaya koymak gibi belli bir amaca yönelik olarak yazılan bir ahlak dersi vermek amacıyla kaleme alınan, konusu bitkiler, hayvanlar veya cansız varlıklar arasında geçtiği düşünülen ve genellikle manzum olan edebî yazılara fabl denir. Kişilerin veya topumun aksayan yönleri fabl aracılığıyla düzeltilmeye çalışılır. Hayali varlıklar ve olaylar gerçeğe ne kadar yakın olursa fabl o derecede etkili ve başarılı olur. Teşhis ve intak sanatlarından yararlanılarak anlatıma canlılık ve güzellik sonunda kıssadan hisse alınabilecek bir dersin verilmesi onu masaldan ayıran özelliklerin başında gelir. Hint filozofu Beydeba’nın Kelile ve Dimne’si ile La Fontaine’in Fabller’i bu türün başarılı örneklerindendir. Orhan Veli’nin La Fontaine’in Masalları adıyla manzum olarak Türkçeye kazandırdığı çalışma da anılmaya ANIToplum hayatında önemli görevler üstlenmiş, toplumu ilgilendiren önemli olayları bizzat yaşamış veya bu olaylara şahit olmuş kişilerin bu olayları duyurmak için sanat değeri taşıyan bir üslupla yazdıkları yazılara hatıra denir. Hatıralarda dürüstlük, samimiyet, doğruluk ve tarafsızlık ön planda olmalıdır. Ancak hatıralar çoğunlukla yazanın kendi bakış açısına göre anlatıldığı için aynı olaylar hakkında farklı kimseler tarafından yazılan hatıralar arasında bazı farklılıklar olabilir. Bu sebeple hatıralar her ne kadar yaşanmış olaylarla ilgili olsalar da tarihî bir belge olarak doğrudan ile günlük birbirine karıştırılmamalıdır. Günlük adından anlaşılacağı üzere yaşanırken, günü gününe yazılır. Hatıralar ise aradan zaman geçtikten sonra yazılır. Hatıra yazarı gerçekleri dile getirmek ve tarafsız olmak anlayışıyla anlattığı döneme ait çeşitli belgelerden, mektuplardan, dergilerden, gazetelerden de yazılarını ilginç yapan yönlerden biri de tarihe, topluma, sanata... yön veren insanların özel bilgiler vermiş Gerçek Bir HikâyeGÜNLÜKBir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşüncelerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılara günlük veya günce denir. Günlük, bir anlamda günü gününe yazılan hatıralar olarak değerlendirilebilir. Okuyucular dikkate alınmadan yazılan günlükler, özeldir. Duyguların, düşüncelerin yoğun olduğu anlarda sıcağı sıcağına yazılan günlüklerin anlatımı geliştirmede önemli bir yararı vardır. Günlükler bir deftere yazılabileceği gibi daha kullanışlı olması bakımından bir ajandaya da YAZISI SEYAHATNAMEGezi yazısı, yurt içine veya yurt dışına yapılan gezilerde gezilip görülen yerlerin yazılmaya değer yönlerinin anlatıldığı edebî yazıdır. Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabii güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslupla ulaşım, iletişim, radyo, televizyon, bilgisayar, internet çoklu ortam gibi teknik imkânları gezi yazılarının önemini ve ilginçliğini kısmen de olsa azaltmakla birlikte tarihî değeri olan seyahatnameler hâlâ önemini bilinen bir zamana ait olayı en kısa sürede muhatabına ileten, geniş bir kitleyi ilgilendiren ve değeri ilgilendirdiği kişi sayısıyla ölçülen yazıdır. Bütün basın dünyasının bildiği Lord Northcliffe’in “Bir köpek, bir adamı ısırırsa bu bir haber değildir fakat bir adam bir köpeği ısırırsa bu bir haberdir.” sözü, haberin ne demek olduğunu veciz bir şekilde ifade eden cümle olarak sıkça çıkış sebebi haber verme olduğu için haber, gazetenin ruhu ve temel unsurudur. Dolayısıyla habersiz, gazete olmaz. Fakat radyo, televizyon ve internetin yaygınlaşması gazetecilerin haberi bir an önce verme işini zora sokmuştur. Çünkü gazetedeki en yeni haber bir gün öncesine aittir. Bu yüzden günümüzde gazeteler, bol fotoğraflı, ayrıntılı ve yorumlu haber vermeye gazetede, televizyonda, radyoda veya internette nerede yayınlanırsa yayınlansın sağlam kaynaklardan alınmalı, doğru olmalı, çoğunluğu ilgilendirmeli, özgün olmalı, kişilerin özel hayatına, hürriyetine zarar vermemelidir. Tam bir haberde gazetecilikte 5 N ilkesi olarak da bilinen şu beş sorunun cevabı olmalıdır Ne veya kim? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Niçin?Haberde giriş ve gövde olmak üzere iki bölüm bulunur. Giriş bölümünde birkaç cümle ile olayın kısa bir özeti verilir, haberin ayrıntıları gövde bölümünde yer alır. Okuyucu, seyirci veya dinleyici ilgisini çeken haberlere yöneleceği için haber başlıkları ve bu başlıkların haber metniyle uyumu son derece çıkış sebebi haber verme olduğu için haber, gazetenin ruhu ve temel unsurudur. Dolayısıyla habersiz, gazete olmaz. Fakat radyo, televizyon ve internetin yaygınlaşması gazetecilerin haberi bir an önce verme işini zora sokmuştur. Çünkü gazetedeki en yeni haber bir gün öncesine aittir. Bu yüzden günümüzde gazeteler, bol fotoğraflı, ayrıntılı ve yorumlu haber vermeye gazetede, televizyonda, radyoda veya internette nerede yayınlanırsa yayınlansın sağlam kaynaklardan alınmalı, doğru olmalı, çoğunluğu ilgilendirmeli, özgün olmalı, kişilerin özel hayatına, hürriyetine zarar vermemelidir. Tam bir haberde gazetecilikte 5 N ilkesi olarak da bilinen şu beş sorunun cevabı olmalıdır Ne veya kim? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Niçin?Haberde giriş ve gövde olmak üzere iki bölüm bulunur. Giriş bölümünde birkaç cümle ile olayın kısa bir özeti verilir, haberin ayrıntıları gövde bölümünde yer alır. Okuyucu, seyirci veya dinleyici ilgisini çeken haberlere yöneleceği için haber başlıkları ve bu başlıkların haber metniyle uyumu son derece gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek, o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip imkânlar ölçüsünde fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazılardır. Radyo veya televizyon habercisinin bir araştırma veya soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu programa da röportaj esas olan, bir araştırma veya soruşturma sonucunda elde edilen bilgilerin kamuya duyurulmasıdır. Bu yönüyle haberin genişletilmiş biçimi olarak düşünülebilir. Ancak haberde yorum son plandayken, röportajda öne çıkar. Röportajı yapan, kişisel görüşlerini, yorumlarını ve haberlerini bir anlamda belgelemek için fotoğraflardan veya video görüntülerinden bir yerin, bölgenin veya topluluğun özelliklerini tanıtmak amacıyla yapılabileceği gibi bir alanın uzmanı olan veya olmayan kişilerin herhangi bir konudaki düşüncelerini öğrenmek ve bunları kamuya duyurmak amacıyla da yapılabilir. Ancak böyle bir durumda röportajdan bir yarar gözetilecekse soruyu veya konuyu uzmanına sormak bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel ögesi fikir olan yazılara makale gazetelerde veya dergilerde yayınlanır. Gazete makaleleri çoğunlukla günlük olaylarla ilgili olur ve gazetenin siyasi anlayışını da yansıtır. Gazetenin ilk sayfasında yayınlanan başmakalede veya başyazı başmuharrir veya başyazar, güncel konuyla ilgili olarak ortaya attığı fikrini okuyucularına ispatlamaya çalışır, onların da kendisi gibi düşünmesini yayınlanan bilimsel makalelerin güncel olma şartı yoktur. Bilim adamlarının kendi alanlarıyla ilgili olarak yaptıkları araştırmalar ve bu araştırmalardan elde ettikleri sonuçlar bilimsel bir üslupla yazılır. Makaleler bilim, fen, spor, politika, ekonomi, kültür, sanat gibi çeşitli konularda yazıldığı için her makalenin edebî özellik göstermesi beklenmez. Önemli olan ortaya atılan fikrin için yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslupla yazdığı, kısa fikir yazılarına fıkra denir. Gazete fıkrası edebî fıkra ve mizahi fıkra olmak üzere iki çeşit fıkra vardır. Gazete fıkraları, genellikle gazetenin belli bir köşesinde yazarı için ayrılan yerde bir köşe başlığı altında yayınlanır. Gazete fıkralarında seçilen konu, çoğunluğu ilgilendirmeli ve güncel olmalıdır. Sürekli olarak aynı konuları işleyen bir yazı okuyucuyu sıkar. Fıkra yazarı tarafsız olmalı, herkesin anlayabileceği açık bir üslupla az ve öz yazmalı, yazısını etkili bir sonuçla bitirmelidir. Fıkra yazarları bu niteliklerde iyi bir fıkra yazabilmek için bol bol fıkra okurlar, yurt ve dünya basınını yakından takip ederler; politika, kültür, sanat, ekonomi, turizm gibi etkinlikleri yakından izlerler, kendilerini sürekli olarak fıkralar ise kendi içlerinde Nasrettin Hoca fıkraları, Bektaşi fıkraları, Kayserili fıkraları, Karadenizli fıkraları, doktor fıkraları gibi başlıklarda gruplandırılabilir. Bu tür fıkraların bir kısmında güldürürken düşündürme ön plana çıkar. ÖrnekMezunlara Nutuk-Peyami SafaSOHBETBir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, muhatabıyla konuşuyormuş hissini verecek bir üslupla makale planında yazdığı fikir yazısına sohbet söyleşi makaleden üslup yönüyle ayrılır. Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçilir, hatıralardan, fıkralardan, nüktelerden, özlü sözlerden ÇalışanlarınDENEMEBir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üslupla kaleme aldığı yazılara deneme denir. Deneme yazarı okuyucuyu hesaba katmaz. Konusunu dilediği şekilde seçer, dilediği tarzda işler. Diğer fikir yazılarından farklı olarak denemelerde aşk, dostluk, iyilik, güzellik, ahlak, sevinç, kültür, yiğitlik gibi daha çok soyut konuların işlendiği görülür. Deneme, tek bir yazı olabildiği gibi bir çok konuları işleyen yazıların bir araya toplandığı bir kitap biçiminde de olabilir. Deneme ÖrnekleriKitapAlışkanlıkELEŞTİRİEleştiri bir sanat veya düşünce eserinin şiirin, tiyatronun, hikâyenin, romanın, resmin, heykelin, filmin... zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazıdır. Eleştiriye konu olan eser yalın bir dille eserin gerçek değerini, güçlü ve zayıf yönlerini, özünü ve önemini belirtir; yeni eserler için sanatçılara kılavuzluk eder. Hem sanatçıya hem de okuyucuya karşı sorumluluğu olan eleştirmen, aynı zamanda okuyucu veya izleyici ile sanatçıyı birbirine yaklaştırır. Bir şiirin eleştirisini yapan kişi şair olmayabilir ama bu türün bütün özelliklerini çok iyi bilmeli, başka örneklerle karşılaştırarak şiirin gerçek değerini taraf tutmadan, peşin hükümlerde bulunmadan belirleyebilmelidir. Eleştirmen hangi sanat eserini eleştirecekse o sanat dalının gerektirdiği birikime sahip olmalıdır. Bu birikim; o alana ait geniş bilgiye ve kültüre sahip olmakla, dünün ve bugünün sanat meselelerini çok iyi bilmekle, başka milletlerin de önemli sanat eserlerini ve sanatçılarını etraflıca tanımakla sağlanabilir. Bu yüzden, eleştiri yazmak kolay bir iş HİKÂYESİ BİYOGRAFİHayat hikâyesi biyografi bilim, siyaset, sanat, edebiyat, ticaret vb. alanlarda tanınmış kişilerin hayatlarının, başarılarının, deneyimlerinin, hizmetlerinin, eserlerinin tarafsız bir anlayışla yalın bir dille anlatıldığı inceleme üne sahip birinin hayat hikâyesi yazılacağı zaman onun hayatı varsa belgeleriyle birlikte etraflıca araştırılır. Onu yakından tanıyanların bilgilerine başvurulur; yetiştiği ortam, meslek hayatı, ailesi hakkında bilgi toplanır. Onun nasıl ünlü olduğu, nasıl başarılı olduğu varsa eserleri özenle incelenir. Elde edilen veriler tanıklara/kaynaklara dayandırılarak yazarın kendine özgü üslubuyla veya kronolojik olarak yazılır. Kişisel duygulara ve düşüncelere yer konu olan kişinin hayatta olması hâlinde bizzat kendine hayatıyla, başarılarıyla, çalışmalarıyla, eserleriyle… ilgili sorular sorulur; bunların cevaplarından biyografinin ilgili bölümlerinde eser sıfatıyla ilgili kişinin yalnız hayatını değil başarılarını, eserlerini de ayrıntılarıyla işleyen, akademik üslupla hazırlanan çok sayıda biyografi vardır. Bu eserler, ilgili şahsiyetin sonraki nesillere örnek olabilecek niteliklerinin vurgulanması ve bir değer olarak yaşatılması bakımından önemlidir. Meşhurların hayatlarını daha akıcı ve kurgusal biçimde roman tarzında işleyen edebî yazılar, biyografik romanlardır. Bu konuda ansiklopedik tarzda hazırlanan ve ilgili kişiyi öne çıkan nitelikleriyle kısaca tanıtan kitaplardan, yazılımlardan ve web sitelerinden vb. de yararlanmak örneği için buraya Kişinin kendi hayat hayat hikâyesini anlattığı yazıya otobiyografi öz yaşam öyküsü denir. Tanık olunan önemli gelişmelerin veya olayların bizzat birinci kaynaktan anlatıldığı bu nitelikteki yazılar, sonraki nesiller için de sanat, siyaset, spor… gibi alanlarda tanınan biri, diğerlerinin bilmediği niteliklerini, şöhretini, başarısını nelere borçlu olduğunu paylaşmak; deneyimleriyle başkalarına örnek olmak amacıyla otobiyografisini yazar. Otobiyografi her ne kadar öznel bir anlayışla kaleme alınsa da otobiyografide gerçekler gizlenmez, yanlış yönlendirmeler yapılmaz ve gereksiz ayrıntılara yer Çocukluğu Muallim Naci, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez Aziz Nesin, İşte Hayatım Sakıp Sabancı bu türde yazılmış birinin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla işleyen veya bilimsel bir alanda özel bir konuyu/sorunu tüm yönleriyle ele alan inceleme yazısına monografi tek yazı denir. Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, tarihî bir olay, bilimsel bir sorun özgün bir bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi konu/sorun detaylı biçimde de bir kimseyi karakteristik özellikleriyle okuyucuya tanıtmak amacıyla yazılan edebî yazılardır. Yalnız dış görünüşün boy, yüz, beden, giysi, jest ve mimikler... anlatıldığı yazılar fiziki portre; duyguların, düşüncelerin, alışkanlıkların, güçlü ve zayıf yönlerin iç dünyanın anlatıldığı yazılar ruhi portre tinsel, moral portredir. Fiziki portreyle ruhi portre çoğunlukla iç içe portre yazılırken önce kişiyi diğerlerinden ayıran karakteristik dış özellikleri iyi bir gözlemle belirlenir. Portreye konu olan kişiyi okuyucunun zihninde canlandırmasına yarayacak benzetmelerden ve uygun sıfatlardan yararlanılarak özgün bir biçimde yazılır. Ruhi portrede ise kişinin iç dünyasına, ahlakına, düşüncelerine, alışkanlıklarına, inançlarına, felsefesine… yer verilir. Anlatımı daha ilginç kılmak için onun sözlerine de yer portre yazılırken önce kişiyi diğerlerinden ayıran karakteristik dış özellikleri iyi bir gözlemle belirlenir. Portreye konu olan kişiyi okuyucunun zihninde canlandırmasına yarayacak benzetmelerden ve uygun sıfatlardan yararlanılarak özgün bir biçimde yazılır. Ruhi portrede ise kişinin iç dünyasına, ahlakına, düşüncelerine, alışkanlıklarına, inançlarına, felsefesine… yer verilir. Anlatımı daha ilginç kılmak için onun sözlerine de yer Âkif Ersoy-Yusuf Ziya OrtaçİNCELEMEİnceleme tahlil edebî eserin, yazının, sorunun… biçim ve anlam ayrıntılarının araştırılması, bunun sözlü veya yazılı ifadesidir. Hemen her konuda inceleme örnekleri bulmak mümkün olmakla birlikte edebiyat alanında ve edipler hakkında yapılan incelemelere daha çok rastlanılır. İncelenecek eserin türüne göre bazı değişiklikler olmakla birlikte metne sorulacak konu nedir, ana düşünce nedir, ana düşünceler hangi yardımcı düşüncelerle nasıl açılmıştır, tema nedir, hangi sanat anlayışıyla yazılmıştır, sanatçının üslubu nasıldır, dil ve anlatım özellikleri nelerdir, biçim özellikleri nelerdir gibi bazı sorular metnin daha iyi kavranmasına, incelemenin daha ayrıntılı yazılabilmesine yardımcı bakış açıları edinmek ve incelemede hangi ayrıntıların göz önünde bulundurulması gerektiğini iyi öğrenmek için başarılı inceleme örneklerinin okunmasında yarar vardır. Mehmet Kaplan’ın Şiir Tahlilleri 1-2, Hikâye Tahlilleri ve Tip Tahlilleri bu türün seçkin veya hikâye tahlinde aşağıdaki plan kullanılabilir1. Dış yapı Adı, türü, yazarı/çevireni, basım yeri ve yılı, baskı sayısı, sayfa Özet ve ana fikir3. İç yapı Tema, kişiler, yer, zaman, olay örgüsü, dil ve anlatım özellikleri, yazarın dünya görüşü, Değerlendirme İnceleyenin veya hikâye tahlinde aşağıdaki plan kullanılabilir1. Dış yapı Adı, türü, yazarı/çevireni, basım yeri ve yılı, baskı sayısı, sayfa Özet ve ana fikir3. İç yapı Tema, kişiler, yer, zaman, olay örgüsü, dil ve anlatım özellikleri, yazarın dünya görüşü, Değerlendirme İnceleyenin Ağa ve Küçük Ağa Ankara'daBİLDİRİBildiri tebliğ bilim, fikir ve sanat adamlarının kendi alanlarına ait bir konuya yenilik getirmek, özgün bir buluşu ortaya koymak ve akademik nitelikte bir toplantıda bunu sunmak üzere ilmî bir üslupla hazırladıkları bilimsel sunulurken bildiri metnine sadık kalınır. Bilimsel etkinliği düzenleyen birim tarafından toplanan bu metinler genellikle niteliğin ön planda olduğu bildirilerin yabancı dillerde hazırlanması ve sunulması da sunulurken bildiri metnine sadık kalınır. Bilimsel etkinliği düzenleyen birim tarafından toplanan bu metinler genellikle niteliğin ön planda olduğu bildirilerin yabancı dillerde hazırlanması ve sunulması da herhangi bir konuyu, sorunu, olayı veya durumu incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları inceleme yazılarıdır. Bir kişi tarafından hazırlanan raporlar kişisel rapor, bir komisyon tarafından hazırlanan raporlar da ortak rapordur. İlgili alanın uzmanları veya yetkilileri tarafından hazırlanan raporlar konularına göre şöyle sınıflandırılabilir Deney raporu, doktor raporu, bilirkişi raporu, komisyon raporu, polis raporu, çalışma raporu, denetim raporu, proje raporu, soruşturma raporu, gezi raporu, bilimsel konunun özelliğine göre değişiklikler içerdiği için her alana uygun bir rapor formu hazırlanamayabilir. Ancak hemen her raporda şu ortak nitelikler aranır1. Raportör, konunun uzmanı olmalı ve imza yetkisine sahip Uzman, alanıyla ilgili araçları ve kaynakları iyi İncelemede bilimsel ölçüler ve güvenilir ölçüm araçları kullanılmalı, objektif Konu/sorun hakkındaki olumlu veya olumsuz görüşler delillere/belgelere dayandırılmalı, muğlak ifadelerden İncelemeden elde edilen sonuçlar, o alana uygun rapor planında ve formatında kesin delillerle, somut biçimde ve açık bir dille öz olarak alanın uzmanları veya yetkilileri tarafından hazırlanan raporlar konularına göre şöyle sınıflandırılabilir Deney raporu, doktor raporu, bilirkişi raporu, komisyon raporu, polis raporu, çalışma raporu, denetim raporu, proje raporu, soruşturma raporu, gezi raporu, bilimsel konunun özelliğine göre değişiklikler içerdiği için her alana uygun bir rapor formu hazırlanamayabilir. Ancak hemen her raporda şu ortak nitelikler aranır1. Raportör, konunun uzmanı olmalı ve imza yetkisine sahip Uzman, alanıyla ilgili araçları ve kaynakları iyi İncelemede bilimsel ölçüler ve güvenilir ölçüm araçları kullanılmalı, objektif Konu/sorun hakkındaki olumlu veya olumsuz görüşler delillere/belgelere dayandırılmalı, muğlak ifadelerden İncelemeden elde edilen sonuçlar, o alana uygun rapor planında ve formatında kesin delillerle, somut biçimde ve açık bir dille öz olarak Tutanak bir olayın/durumun nasıl olduğunu açıklayan ya da meclis, kurul, kongre, mahkeme gibi yerlerde konuşulanların yazıldığı ve ilgililer/yetkililer tarafından imzalandığı resmî amaçlarla düzenlenen toplantılarda yapılan konuşmalar, kararlar olduğu gibi yazıya geçirilip yetkililerce imzalanarak resmiyet kazanır. Bu nitelikteki tutanaklar, genellikle zabıt kâtipleri tarafından yazılır. Dernek, sendika, şirket, site, okul-aile birliği vb. yönetimleri toplantılarında veya meclis oturumlarında konuşulanların, kararların yazıldığı toplantı tutanaklarında toplantının/oturumun yeri, zamanı, yöneticilerin kim olduğu, katılanların sayısı belirtilir. Önceden duyurulan gündem maddeleri tartışılır, kararlar alınır. Zabıt kâtibi, bunları usule uygun olarak öznel değerlendirmelerde bulunmadan açık ve öz biçimde yazar. Toplantı sonunda ilgililer tutanağın altını tutanakları yazılırken olayın ne olduğu, nerede, ne zaman ve nasıl cereyan ettiği, olaya kimlerin ne şekilde karıştığı varsa tanıkların ifadeleriyle birlikte yazılır ve ilgilerce anlamı tahkikat evrakı, bir kararın kısaca yazılması, özet olan fezleke, özetlenmiş inceleme ve sonuç raporudur. MEKTUPBirbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne mektup konularına ve yazılış üsluplarına göre;1. Özel mektuplar,2. İş mektupları, 3. Resmî mektuplar,4. Edebî mektuplar,5. Açık mektup gibi çeşitlere ayrılırlar. Manzum olarak yazılan mektuplar da vardır.1. Özel MektuplarBirbirinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek, bir olayı aktarmak, bilgi vermek, ortak düşünceleri paylaşmak gibi çeşitli amaçlarla yazdıkları ve sadece yazanla okuyanı ilgilendiren mektuplar, özel mektuplardır. 2. İş MektuplarıÖzel kişilerle ticari kurumlar veya ticari kurumlarının kendi aralarında sipariş, satış, alacak verecek, bilgi isteme, müracaat gibi konularla ilgili olarak yazdıkları mektuba iş mektubu denir. 3. Resmî MektuplarResmî kurumların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılara ve vatandaşların dilekçeyle bildirdikleri isteklerine verilen yazılı cevaplara resmî mektup denir. Aşağıda, üzerinde durduğumuz dilekçeler de resmî mektup sayılabilir. 4. Edebî MektuplarEdebî mektuplar da esas itibariyle özel mektuptur. Ancak yazarları, içerikleri ve anlatım şekilleriyle, içinde özel hususların az olmasıyla, özel mektuplar içinde ayrı bir yer tutarlar. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Tanınmış yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını, eserleri Açık MektupHerhangi bir düşüncenin veya anlayışın gazete dergi, televizyon, internet aracılığıyla halka duyurulması amacıyla yayımlanan mektuplara açık mektup denir. Açık mektupta işlenen konu, sadece yazanı değil geniş kitleleri de ilgilendiren bir konu bir isteği bildirmek, bir şikâyeti duyurmak veya herhangi bir konuda bilgi vermek amacıyla resmî veya özel kurumlara / kuruluşlara yazılan resmî yazıdır. Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir1. Dilekçe çizgisiz beyaz kâğıda A4 yazılır. Teksir kâğıdı, çizgili kâğıt veya yarım kâğıt kullanılmaz. Dilekçe metni genellikle kısa olur. Ancak bazı özel durumlarda kâğıdın ön yüzü yeterli olmazsa kâğıdın arka yüzüne yazılmaz ikinci bir kâğıt Dilekçe bilgisayarla, daktiloyla veya mavi ya da siyah mürekkepli dolma kalemle yazılır. Tükenmez kalemle veya kurşun kalemle dilekçe Dilekçe metni fazla uzun olmayacağı için yazı, sayfaya bakışım kuralı dikkate alınarak güzel bir kompozisyonla yerleştirilmelidir. Yukarıda kâğıdın dörtte biri kadar, sol tarafta en az 3 cm ve sağ tarafta 1 cm boşluk bırakılmalıdır.4. Dilekçeye sorunla ilgilenecek kuruma veya makama hitapla başlanır. Hitaplar kurumun idari yapısına uygun olmalı ve eksiksiz yazılmalıdır Ankara Valiliğine, Meram Kaymakamlığına, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına, Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığına, Sarayönü Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne satırı ortalayacak şekilde yazılmalıdır. Makamın bulunduğu yer adı, büyük harflerle hitabın altına sağ tarafa yazılır. Kurum ve kuruluş adlarına getirilen eklerin kesme işaretiyle ayrılmadığına ve hitaptan sonra virgül kullanıldığına dikkat ediniz. 5. Hitaptan sonra paragraftan itibaren dilekçenin metnine geçilir. Kısa bir tanıtımdan sonra dilek istek, sorun veya durum yazılır. Dilekçede ciddi, resmî ve saygılı bir üslup kullanılır. Yapılması istenen, talep edilen her neyse, en kısa şekilde fakat tam olarak açıkça ifade edilir. Gereksiz ayrıntılara ve kişiselliğe yer verilmez. İsteğin yasalara uygun olmasına dikkat metni durumu bilgilerinize arz ederim, gereğini arz ederim, tensiplerinize arz ederim... gibi arz cümlesiyle tamamlanır. Üst makama arz, ast makamdan rica edilir. Bu sebeple üst makamdan bir istekte bulunurken rica ederim Dilekçe metni tamamlandıktan sonra sağ tarafa veya sağ üst köşeye tarih atılır. Tarihin altına dilekçeyi verenin adı soyadı yazılır ve imzalanır. Bir dilekçede sadece bir kişinin imzası olacağı, imzasız dilek-çelerin geçersiz olduğu ve imzanın okunabilecek nitelikte olması gerek-tiği Dilekçe imzalandıktan sonra sol tarafa açık adres yazılır. Dilekçeyle birlikte verilen ekler varsa bunlar adresi yazdıktan sonra ekler başlığı altında numara verilerek sıralanır. Evrakın kaybolmaması için varsa ekler mutlaka sıralanan niteliklere uymayan dilekçelerin işleme konulmayabileceğini hangi makamda olduğunu takip edebilmek için ilgili kurumca dilekçeye verilen kayıt numarası gelen evrak defterindeki sıra numarası yoluyla ilgili kurumlara gönderilecek dilekçeler en azından taahhütlü posta ile örnekleri için Toplantı, konferans, seminer, gezi, nişan, düğün, açılış gibi tören ve etkinliklere katılması istenen kişilere bu etkinliği duyurma ve davet amacıyla yazılan kısa yazılardır. Davetiyeler genellikle özel olarak hazırlanmış davetiye kartlarına matbaada bastırılır ve seçilen kartın davetin niteliğine uygun olmasına özen gösterilir. Bir davetiye metninde kimin, kimi, nereye, ne zaman, niçin çağırdığı eksiksiz olarak yer almalıdır. Adresin özellikle açık yazılmasına dikkat edilmelidir. Telefon numarasını yazmakta yarar vardır. Davetin türüne göre özel olarak belirtilmesi gereken hususlar varsa bunlar da belirtilmelidir Davetiyenin kaç kişilik olduğu, çocuk getirilip getirmeyeceği, özel kıyafet giyilip giyilmeyeceği, yemeğin olup olmadığı, ulaşım imkânı, programın süresi, davete cevap istenip istenmediği gibi. LCV, lütfen cevap veriniz cümlesinin kısaltmasıdır.Davet edilen kişiye programda açılış yapmak, nikâh şahitliği yapmak, oturum başkanlığı yapmak gibi özel bir görev verilecekse bu durumun belirtilmesi toplantı veya resmî bir programla ilgiliyse davetiyeye gündem ÖrnekleriDavetiye Sitesi-1Davetiye Sitesi-2ÖZ GEÇMİŞHerhangi bir kurum veya kuruluş tarafından özel bir amaçla istenen ve kişinin hayatını, yeteneğini, iş yapma gücünü ortaya koyan belgeleyen tanıtım yazısına öz geçmiş denir. Öz geçmiş, genellikle bir işe başvuru sırasında adaylar hakkında ön bilgiler edinmek üzere işveren konumundaki kişi veya kurumlarca istenmektedir. Bazen de personelin tanıtımı için hazırlanan kataloglarda veya web sayfalarında kullanılmak üzere öz geçmiş işin niteliğine göre istenen bilgilerde bazı farklılıklar olmakla birlikte öz geçmişte, kimlik bilgileri, eğitim durumu, iş deneyimi ve kişisel başarılar gibi bilgiler yer alır. Bazı kurumlar, öğrenmek istedikleri bilgileri içeren hazır formlar kullanmaktadırlar. Hazır formların kullanılmadığı yerlerde öz geçmiş yazılırken, özellikle belirtilmesi gerekenler dikkate alınır ve kişinin kendi üslubuna göre yazılır. Verilen bilgiler kadar bilgilerin sunuluş biçiminin de önemli olduğu unutulmaz, bir başkasının öz geçmişine bakarak aynı üslupla öz geçmiş geçmiş yazarken öz geçmiş isteğinde bulunan kurumun kuruluşun veya kişinin amacı bilinmeli ve sadece bu amaca yarayacak bilgiler kısa, açık, doğru ve abartısız bir üslupla yazılmalıdır. Öz geçmişte yer alan bilgilerin belgelendirilebilir olmasına özen gösterilmelidir. İsteniyorsa son zamanlarda çekilmiş bir fotoğraf da öz geçmişe geçmiş, sayfa düzenine, yazıma ve noktalamaya da dikkat edilerek sağlam cümlelerle Öz geçmiş, sayfa düzenine, yazıma ve noktalamaya da dikkat edilerek sağlam cümlelerle özenle hazırlanmalıdır. Bu özen, her hâliyle ilgilerce hissedilmelidir. Öz geçmişin kişinin doğru ve olumlu tanınabilmesi bakımından ilk adım olduğu unutulmamalıdır. Öz Geçmiş İçin İpuçları1. Sayfanın üst yarısı öz geçmişin can alıcı noktasıdır. Bu bölümü iyi Başarılarınızı ön plana çıkartın bunları Kendinizi az ve öz biçimde ifade edin. İki sayfayı aşmamamaya özen Firmaya hangi katkılarınızın olabileceğini belirtin. Firmanın sorunlarını araştırın bu sorunlar için çözüm önerilerinizi birkaç cümleyle ifade öne çıkartın.***Amerika’da işsiz bir genç, otomotiv sanayinin öncüsü ünlü iş adamı Henry Ford´dan iş istemek için bürosuna gider. Sekreterinden sekiz ay sonraya güçlükle randevu günü büroya gelen genç randevusu olduğunu söyleyince,Sekreter-Ford, şimdi dışarı çıkıyor. Siz de onu takip edin lütfen!Bir arabaya biner Ford. Genç de yanındadır. Yol boyunca hiç konuşulmaz. Arabadan inip büyük bir mağazaya doğru yürürler. Kapıdakiler, Ford´u büyük bir saygıyla karşılarlar. Birlikte mağazayı gezdikten sonra, aynı şekilde 2, 3, 4, ve 5. büyük mağazayı daha gezerler ve ardından dönüş için tekrar otomobile binilir. Genç daha fazla dayanamaz ve sorar-Sayın Ford, benimle iş görüşmesi yapmayacak mısınız?-Ya demek öyle? Peki o hâlde!Ford, arabayı durdurup, kahramanımızın inmesini ister. Genç arabadan indikten sonra Ford, oradan hızla uzaklaşır. Orası şehirden uzak tenha bir yerdir. Gencin cebinde ise hiç para yoktur. Sinirli bir şekilde söylenerek yürümeye başlar. Neden sonra kan ter içinde evine gelir. Bir taraftan da düşünür''Mutlaka bir ders vermek istedi. Ama ne ?''Günlerce düşünüp gizli mesajın ne olduğunu çözmeye çalışır. Genç bir gün hızla yerinden kalkar Ford´la ilk ziyaret ettikleri mağazaya koşar. Genci gören mağaza yetkilileri genci ayakta karşılarlar, büyük bir saygı ve iltifat gösterirler. Her sorusuna sanki karşılarında Ford varmış gibi nezaketle cevap verirler. Genç, mağaza yetkililerine-Ürünlerinizi pazarlamak istiyorum, yetkilileri-Buyurun istediğiniz kadar alın satın, parasını sonra ödeyin! Genç aynı şekilde 2, 3, 4, ve 5. mağaza yetkilileriyle anlaşır. Bundan büyük yardım mı olur bir insan tutun tutabilirseniz. Kahramanımız 5 yıl içinde ABD´nin en iyi iş adamlarından biri olur.''Eh Ford'u bir ziyaret edeyim de kendisine teşekkürlerimi sunayım artık!'' diye düşünür. Gidip Ford'un sekterine söyler söylemez, aldığı cevap enteresandır-Buyurun efendim, Ford sizi bekliyor. Ve Ford şunu söyler-Aynı yerde arabadan indirdiğim ne ilk kişisiniz, ne de son. İçlerinden bir tek siz anladınız ne demek istediğimi. O günden beri, hayranlıkla takip ediyordum sizi!Europass formatında online özgeçmiş oluşturmak için burayı gibi adreslerden de öz geçmiş örnekleri geçmiş için ilginç bir yöntemİLAN Belli bir hedef kitleyi ilgili oldukları konuda bilgilendirmek amacıyla el ilanı, gazete, dergi, radyo, televizyon veya internet aracılığıyla duyurmaya yarayan açık, kısa yazılara ilan duyuru konunun niteliğine göre özel veya resmî olabilir. İlan ister resmî ister özel olsun kısa, açık, anlaşılır ve dikkat çekici olmalıdır. Özel ilanlar; toplantı, satılık eşya, gayrimenkûl, iş, eleman ihtiyacı, kayıp, ölüm vb. gibi konularda daha çok verilir. Resmî ilanlar ise çoğunlukla resmî kurumların personel veya malzeme ihtiyacını karşılamak, bazı kararları, ihaleleri duyurmak amacıyla ürettikleri malı pazarlamak amacıyla dergi, gazete, duvar afişleri, radyo, televizyon, internet gibi araçları kullanarak yaptıkları kısa tanıtımlardır. Reklamdan amaç bir ürünün çok satılmasını sağlamak olduğu için reklamlar; doğru olmalı, müşteriyi yanıltmamalı, dikkat çekici olmalı, kısa fakat ilginç olmalıdır. Reklamcılık günümüzde pek çok bilim dallarından yararlanan ve geliri çok olan bir iş kolu hâlini eserler içinde en fazla yazılan ve okunan türlerdendir. Neredeyse hemen her şairin kendine göre bir şiir anlayışı olduğu için herkesin kabul edebileceği bir şiir tanımı yapmak zordur. Şairlerin bir kısmı şiiri felsefi boyutuyla değerlendirirken, bazıları şiirde anlam aramanın gereksizliği üzerinde durur, bazıları şiiri amaca ulaşmak için bir araç olarak görür. Şiiri, insanda güzel duygular uyandıran, onu bir ruh hâlinden başka bir ruh haline götüren; ölçülü, kafiyeli veya serbest sanatlı sözler olarak tanımlamak mümkündür. Ölçülü, kafiyeli fakat edep sınırları aşan anlatımları şiir tanımına dâhil etmek yanlış güzel sözler söylenebilecek hemen her olay, her eşya, her düşünce, duygu ve hayal... şiire konu olabilir. Bu bakımdan şiirin konusunu sınırlamak zordur. Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma -güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt-, mani, ninni, destan vb. gibi farklı isimlerle adlandırılırlar. Şiirin klasik anlayışla konularına göre beşe ayrılması gelenek hâlini almıştır1. Lirik şiirler Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir. Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler lir denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır. Bizim edebiyatımızda halk âşıklarının veya halk şairlerinin söylediği şiirlerin çoğu Kahramanlık şiirleri Bir milletin hayatında önemli izler bırakan büyük göçler, savaşlar, doğal afetler vb. gibi olaylarla yiğitlik, kahra-manlık, mertlik, yurt sevgisi gibi konuların destan havası içinde işlendiği şiirlere kahramanlık şiirleri epik şiir Öğretici şiirler Bilim, sanat, felsefe, din, ahlak gibi alanların kurallarını, temel ilkeleri öğretmek ve öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere öğretici şiir didaktik şiir şiirler Heyecan veya üzüntü veren konuların tiyatro dram, trajedi, komedi tarzında işlendiği şiirlere dramatik şiir Pastoral şiirler Tabiat güzelliklerini, çoban ve kır hayatını işleyen şiirlere pastoral şiir denir. Bunlar içinde doğrudan doğruya kır hayatının güzelliğini işleyen kısa şiirler idil; birkaç çobanın kır hayatı, aşk vb. konular üzerinde karşılıklı konuşmaları tarzında yazılanlara eglog denir. Eglog, Türk edebiyatında hemen hemen hiç kullanılmamıştır.Şiir örnekleri için "ŞİİRLER" ve "SESLİ ŞİİRLER" menüsünü tıklayınız.
felsefe ile ilgili kompozisyon yazısı